Samurai Blue (Samurai mavisi), nedir peki bu mavi?
Kırmızı-Beyaz ulusal renklere sahip Japonya, neden maviye
dönmüş durumda? Bunun cevabı için 1936 yılına gitmek gerek. İsveç ile oynanacak
olimpiyat maçı için kırmızı beyaz çizgili forma ile çıkmak üzere olan Japonya,
siyah beyaz televizyonlar da yayınlanacak maç için kontrast sebebi ile mavi
formasının tercih edilmesini uygun gördü. Maçı İsveç karşısında 3-2 galip bitiren
Japonya bu rengin şansına inanıp bundan sonra hep mavi formayı tercih etti.
Gelelim günümüze. Fildişi maçını önceden ele aldığımız için “ne
oldu da elendik” konusuna gelelim. 10
kişi kalmasına rağmen Yunanistan karşısında gol atamayınca son maça 1 puan ve
mucize bekler şekilde çıktık. Kolombiya'nın yedek kadro ile sahaya çıkması bizi
heveslendirmedi değil. Erken bir gol
yedik lakin yine hazırlık maçlarında gördüğümüz o geri dönüşlerinden birini
yapacağız diye bekledik. Gol yedikten sonra oyunu domine eden Japonlar ilk
yarının bitiş düdüğüne saniyeler kala Okazaki'nin uçan kafası ile durumu
eşitledi. Evde hoplayıp zıplamaya başlayan ben, hem sonunda ortadan gol atmanın
sevinci (100. orta falandı muhtemelen, adamlar orta yaptıkça ben
deliriyordum) ile umutlarımızı ikinci yarıya taşıdık. Yunanistan'ın önde olması
çıkma şansımızı oldukça yükseltiyordu.
Fakat ikinci yarıda Kolombiya'nın as kadrosuna dönmesi maç
başlar başlamaz sıkıntı yarattı. Japonya'dan beklenen gol gelmeyince Kolombiya
2, 3 ve 4. golü atarak tüm umutlarımızı söndürdü. ''Never give up'' sloganına
yakışır bir maç çıkardık fakat forvet hattındaki eksiklik Kolombiya ile Japonya
arasındaki farkı çok net gözler önüne seriyordu. Maçın son 10 dakikası giren
Mondragon dünya kupasındaki en yaşlı oyuncu unvanını elde etti, buna rağmen 3
adam çalımlayıp kendisi ile karşı karşıya kalan Japon forvetlerimiz kendisini
geçemedi.
İstatistiklere baktığımızda ise Japon takımının hem
Yunanistan maçında hem de Kolombiya maçında üstün olduğunu görüyoruz. Fakat futbolun çok net ve ağızımızdan
düşmeyen deyimi ''atamayana atarlar'' burada da kendisini gösterdi. Zira geçen Dünya Kupası ile buDünya Kupası'ndaki en büyük fark kaleyi bulan şutların gol
olmaması. Örneğin geçen dünya kupasında kaleyi bulan 1 şut, 1 gol şeklinde
ilerlerken bu sefer 20 şuta karşılık bir(sayı ile 1) gol ortalaması pek işimize
yaramadı.
Hayata tekrar gözlerimi açsam sanırım bütün puanlarımı
luck'a (şansa) abanırım. Bana kalırsa Japon takımı da gelecek kupa için böyle
yapmalı. Elbette beceriksizlik çok üst noktada, forvet eksikliği de tamam fakat
şanssızlık da büyük bir rol oynadı diye kendimi avutuyorum.
Hani Şampiyonlar Ligi’ndeki Türk takımları 10 atak yapar bir
türlü gol atamaz fakat sonra Shevchenko ayağına topu alır ya, bilirsiniz işte
''SHEVCHENKO... SHEVCHENKO... vurdurmayın, Shevchenko...'' şeklinde ki
olayları. Sanırım bu biraz futbol kültürü ile de ilişkili. Japon profesyonel
futbol ligi 1993'te kuruldu. Buna bakılırsa hiç de fena yol almamışlar. 4 kez
art arda Asya kupası sahibi bir takım sonuçta. Şimdi sevgili vatandaşlarımız “herehörö
Asya kupası ne” diyecek biliyorum, fakat İsviçre’nin dünya 6.sı olduğu bir
oyunda bence kendimize dev aynasında bakmayı bırakıp gerçekler ile yüzleşmeliyiz.
Çünkü bu çok güzel bir oyun ve özellikle bu kupada Türkiye'yi de desteklemek
isterdim.
Gelelim Dünya Kupasında bundan sonra ne olacağına… İlk
maçlara baktığımda Hollanda- Almanya finali görürüz gibime geldi. Fakat bugünkü
tablo ile Latin Amerika takımlarının kupayı domine ettiğini görüyoruz. Finalde
Kolombiya - Meksika maçı pek keyifli olur diye düşünmekteyim fakat kendileri
muhtemelen finalden önce karşılaşacak. Öyleyse Meksika şu anki favorim, hem
teknik direktörleri de enteresan bir insan.
Son olarak bizim grupta 2. olarak çıkan Yunan komşularımızı
tebrik ediyorum. Özelikle teknik direktörleri Ersunus Yanalus'a bir sonraki
maçlarda başarılar diliyorum (evet Fildişi sahiline gıcık oldum Japonya
maçında).
Tamam vallah bitiyor çok az kaldı, Suarrez yine adam
ısırmış, ancak öğrendik ki bu Chellini’yi ilk ısırma çabası değilmiş. Kokusu mu
cazip geliyor nedir anlamadım. Fakat tam bir ruh hastası Suarez, iyi futbolcu o
ayrı ama manyak, kendisini Hannibal 3. sezonda bir “cameo” ile bekliyoruz.
Japonya ile ilgili son not, Zaccheroni istifa etmiş durumda.
Dünya kupasının bu şekilde, bol gollü devam etmesi dilleği
ile.
Tarık Uslu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder