26 Haziran 2014 Perşembe

Japonya'nın Dünya Kupası Serüveni: Samurai Blue ve Şans

Samurai Blue (Samurai mavisi), nedir peki bu mavi?


Samurai Blue Park önündeki
Sakamoto Ryōma'yı
Samuray Mavi'si kimono
ile sembolize eden heykel 

Kırmızı-Beyaz ulusal renklere sahip Japonya, neden maviye dönmüş durumda? Bunun cevabı için 1936 yılına gitmek gerek. İsveç ile oynanacak olimpiyat maçı için kırmızı beyaz çizgili forma ile çıkmak üzere olan Japonya, siyah beyaz televizyonlar da yayınlanacak maç için kontrast sebebi ile mavi formasının tercih edilmesini uygun gördü.  Maçı İsveç karşısında 3-2 galip bitiren Japonya bu rengin şansına inanıp bundan sonra hep mavi formayı tercih etti.

Gelelim günümüze. Fildişi maçını önceden ele aldığımız için “ne oldu da elendik” konusuna gelelim. 10 kişi kalmasına rağmen Yunanistan karşısında gol atamayınca son maça 1 puan ve mucize bekler şekilde çıktık. Kolombiya'nın yedek kadro ile sahaya çıkması bizi heveslendirmedi değil.  Erken bir gol yedik lakin yine hazırlık maçlarında gördüğümüz o geri dönüşlerinden birini yapacağız diye bekledik. Gol yedikten sonra oyunu domine eden Japonlar ilk yarının bitiş düdüğüne saniyeler kala Okazaki'nin uçan kafası ile durumu eşitledi. Evde hoplayıp zıplamaya başlayan ben, hem sonunda ortadan gol atmanın sevinci (100. orta falandı muhtemelen, adamlar orta yaptıkça ben deliriyordum) ile umutlarımızı ikinci yarıya taşıdık. Yunanistan'ın önde olması çıkma şansımızı oldukça yükseltiyordu.


Fakat ikinci yarıda Kolombiya'nın as kadrosuna dönmesi maç başlar başlamaz sıkıntı yarattı. Japonya'dan beklenen gol gelmeyince Kolombiya 2, 3 ve 4. golü atarak tüm umutlarımızı söndürdü. ''Never give up'' sloganına yakışır bir maç çıkardık fakat forvet hattındaki eksiklik Kolombiya ile Japonya arasındaki farkı çok net gözler önüne seriyordu. Maçın son 10 dakikası giren Mondragon dünya kupasındaki en yaşlı oyuncu unvanını elde etti, buna rağmen 3 adam çalımlayıp kendisi ile karşı karşıya kalan Japon forvetlerimiz kendisini geçemedi.

İstatistiklere baktığımızda ise Japon takımının hem Yunanistan maçında hem de Kolombiya maçında üstün olduğunu görüyoruz.  Fakat futbolun çok net ve ağızımızdan düşmeyen deyimi ''atamayana atarlar'' burada da kendisini gösterdi. Zira geçen Dünya Kupası ile buDünya Kupası'ndaki en büyük fark kaleyi bulan şutların gol olmaması. Örneğin geçen dünya kupasında kaleyi bulan 1 şut, 1 gol şeklinde ilerlerken bu sefer 20 şuta karşılık bir(sayı ile 1) gol ortalaması pek işimize yaramadı.


Hayata tekrar gözlerimi açsam sanırım bütün puanlarımı luck'a (şansa) abanırım. Bana kalırsa Japon takımı da gelecek kupa için böyle yapmalı. Elbette beceriksizlik çok üst noktada, forvet eksikliği de tamam fakat şanssızlık da büyük bir rol oynadı diye kendimi avutuyorum.

Hani Şampiyonlar Ligi’ndeki Türk takımları 10 atak yapar bir türlü gol atamaz fakat sonra Shevchenko ayağına topu alır ya, bilirsiniz işte ''SHEVCHENKO... SHEVCHENKO... vurdurmayın, Shevchenko...'' şeklinde ki olayları. Sanırım bu biraz futbol kültürü ile de ilişkili. Japon profesyonel futbol ligi 1993'te kuruldu. Buna bakılırsa hiç de fena yol almamışlar. 4 kez art arda Asya kupası sahibi bir takım sonuçta. Şimdi sevgili vatandaşlarımız “herehörö Asya kupası ne” diyecek biliyorum, fakat İsviçre’nin dünya 6.sı olduğu bir oyunda bence kendimize dev aynasında bakmayı bırakıp gerçekler ile yüzleşmeliyiz. Çünkü bu çok güzel bir oyun ve özellikle bu kupada Türkiye'yi de desteklemek isterdim.


Gelelim Dünya Kupasında bundan sonra ne olacağına… İlk maçlara baktığımda Hollanda- Almanya finali görürüz gibime geldi. Fakat bugünkü tablo ile Latin Amerika takımlarının kupayı domine ettiğini görüyoruz. Finalde Kolombiya - Meksika maçı pek keyifli olur diye düşünmekteyim fakat kendileri muhtemelen finalden önce karşılaşacak. Öyleyse Meksika şu anki favorim, hem teknik direktörleri de enteresan bir insan.
Son olarak bizim grupta 2. olarak çıkan Yunan komşularımızı tebrik ediyorum. Özelikle teknik direktörleri Ersunus Yanalus'a bir sonraki maçlarda başarılar diliyorum (evet Fildişi sahiline gıcık oldum Japonya maçında).

Tamam vallah bitiyor çok az kaldı, Suarrez yine adam ısırmış, ancak öğrendik ki bu Chellini’yi ilk ısırma çabası değilmiş. Kokusu mu cazip geliyor nedir anlamadım. Fakat tam bir ruh hastası Suarez, iyi futbolcu o ayrı ama manyak, kendisini Hannibal 3. sezonda bir “cameo” ile bekliyoruz.


Japonya ile ilgili son not, Zaccheroni istifa etmiş durumda.

Dünya kupasının bu şekilde, bol gollü devam etmesi dilleği ile.

Tarık Uslu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder